Gözlüklü Kitap
  • 💗
  • Ana Sayfa
  • Ben?
  • 💗
 


KARAKTERLER




Yusuf: Aydın'ın Nazilli kazasına yakın Kuyucaklı köyünde eşkiyalar Yusuf'un annesini ve babasını öldürür. Zaten kitabın ismiden burdan geliyor. Vakayı incelemeye gelen Kaza Kaymakamı Salahattin Bey tarafında evlatlık edinilen Yusuf, köy hayatına göre zeki -bana göre kör cahilin teki her şey bu malın başının altından çıkıyor zaten-, yalan nedir bilmez, namuslu bir o kadar saf, kendini ağa zanneden yürek yemiş bir abimiz. 

Muazzez: Tam olarak Yusuf'un sevdiği karakter olmaktan başka hiçbir vasfı olmayan karakter. Kendisi daha bir yaşındayken evlerine gelmiş olan ve kendisinde yaşça büyük olan Yusuf'u abisi olarak görüyordu ama daha sonra -büyüdüğünde- (büyüdüğünde dediğimde 14-15 yaşında) Yusuf'u sevmeye başladı. Karakterine gelecek olursak, saf ve salak bir karakterimiz bunun için pek bir şey söylemeye gerek görmüyorum şahsen kendisinin pek bir numarası yok.


Şakir: Her birbirini seven çiftin baş belası olan kötü karakter. Şakir bad boy'u, Salahattin Bey, Yusuf, Muazzez üçlüsünün dışarı çıktığı bir gün Muazzezi korkutup gülmüştür daha sonra Yusuf tarafından bir güzel azar işitmiştir. Bunu kendine yediremeyen fabrikatör oğlu Şakir reis Muazezzi almaya ant içer ve önüne çıkan herkesi öldürür. Örneğin Salahattin Beyin borcunu ödeyen Ali -Yusuf'un arkadaşı- borcu ödemek karşılığında Muazzez'i eş olarak ister ama Muazzez'e kavuşamadan Ali tarafında kurşun manyağı edilerek öldürülür hemde herkesin içinde. Ama günümüzde de örneklerini gördüğümüz bir şey olur Şakir ve arkadaşı Hoca Ethem o dönemin yetkilileri olan Jandarmalara para verip olayı kapatır. Köy haklıda sessiz kalır. Karakterine gelecek olursak, haysiyetsiz şerefsiz, zengin, sapık, sapkın kısacası çifti ayırmaya çalışan kötü karakter.

Salahattin Bey: Kadın dırdırıyla başa çıkmaya çalışan alkolik ve vasıfsız bir kişilik. Yusuf'u evlatlık alan ve iyi bir şey yaptığını ölene kadar düşünen aslında yapmasa daha iyi olurdu dediğim karakter. Muazzez'in babası, Yusuf'un üvey babası. Kalp krizinden ölüyor. 

Ali: Yusuf'un arkadaşı. Tek hatası Muazzez'e aşık olmaktı tıpkı diğerleri gibi ve tabii Yusufla arkadaş olması. Salahattin Beyin Şakir tarafından kumar borcuna batmasıyla Yusuf, Ali'nin yanına gider. Ali'ninse gözü bizim çırpı bacak Muazzez'den başkasını görmediği için çıkarır parayı Muazzezle evlenmek karşılığında verir. Yusuf kabul eder -Yusuf'un pezevenkliğe ilk adımı-. Bunu duyan Şakir durur mu? Hayır tabii ki de. Köyde gerçekleşen alakasız bir karakterin düğününde sarhoşluğun etkisiyle Ali'yi öldürür.


Şahinde Hanım: Kimsenin haz etmediği, dırdır yapan kadın. Benimse kitapta zeki bulduğum tek karakter. Salahattin Beyin karısı. Sivri zeka, gözü açık, şeytan, dırdırcı, altın günündeki en yetkili kişi olarakta hayal edebilirsiniz.


***



İsteyerek aldığım bir kitap değil ay sonunda edebiyat sınavı olacağız. Normalde edebiyat öğretmenimizin verdiği  kitapları beğenerek okurum ama Bab-ı Esrar kitabını önerdiğinden beri kendisine ve zevklerine şüpheyle yaklaşır oldum.
Yorumuma gelecek olursak, beğenmedim. Bir kaç dakika önce neden beğenmediğimi o kadar uzun bir şekilde açıklamıştım ki sonra sildim. Yazarın ilk kitabı olduğu çok belli. Yusuf, kör cahil olsada kitapta sürekli zeki olduğu gösterilmeye çalışılmış, yaptığı yanlışların doğru olduğu. Biz ne kitaplar gördük sevdiği öldüğünde mezarının başından günlerce ayrılmayan sevenler. Muazzez öldüğün de -ki Yusuf öldürdü- gömdüğü gibi ata atlayıp gitti. Yusuf'un aslında cahil olan zekiliği 10 sayfa betimleneceğine keşke Muazzez'in ölümü 3 sayfa betimlenseymiş ona bile razıydım ama kitabın başını da beğenmediğim için sonuda beni pek alakadar etmedi. Yazımına lafım yok, güzel yazılmış bir kitap. Ama konu anlamsız.

Olmasada olur. 100 Temel Eser içinden çıksa hiç bir eksiklik olacağını zannetmiyorum. Benim en çokta tuhafıma giden, Kuyucaklı Yusuf kitabına yapıt denmesi. Bu kitaba yapıt demek diğer 100 Temel Eser kitaplarına hakaret demektir. Sabahattin Ali'nin ilk kitabı ve son kitabı arasında dağlar kadar fark var. Kuyucaklı Yusuf'u birazda Yaban kitabına benzettim.

Kitaptan en beğenmediğim yeri ve en beğendiğim yeri paylaşıp gideceğim. Nedense bu kitapla ilgili üstümden atamadığım bir sinir var. 


👎🏿






👍🏽

 



Puanım 3, Yorumumu okuduğunuz için çok teşekkür ederim. 

Üç puan verdiğim günleri de gördüm.



Adı: Fangirl
Yazarı: Rainbow Rowell
Çevirmen: Müge Kocaman Özçelik
Sayfa sayısı: 411
Yayınevi: Pegasus
Basım yılı: 2016
Puanım: 4/5

*


Gerçek ve düş arasında sıkışmış hayalperest bir genç kız...

Bir elmanın iki yarısıyken farklı hayatlara savrulan iki kardeş


Cath bir Simon Snow hayranıdır.

Öyle ya, tüm dünya Simon Snow hayranıdır...
Ancak bu Cath için bir hayat felsefesidir ve o takipçi olma konusunda çok iyidir. İkiz kız kardeşi Wren'le çocukluklarından beri Simon Snow kitaplarını defalarca okumaktan, hayran kurgusu yazmaya kadar, kendilerini seriye adamış, annelerini kaybetmelerini de ancak bu şekilde atlatabilmişlerdir. Büyüdükçe Wren'in hayranlığı azalsa da Cath'in vazgeçmeye niyeti yoktur.

Üniversiteye gidecekleri sırada Wren, onunla aynı odada kalmak istemediğini söyleyince Cath kendi rahat dünyasının tamamen dışında, bir başına kalır. Son derece utangaç olan Cath, kendini yazdığı hayran kurgusuna kaptırmıştır. Hikâyesinde her zaman ne diyeceğini gayet iyi bilmekte ve gerçek hayatta hiç tecrübe etmediği romantizmi öyküsüne yansıtabilmektedir. Wren elinden tutmadan da Cath her şeyin üstesinden gelebilecek midir? Kendi hayatına başlamaya gerçekten hazır mıdır? Ya kendi hikâyelerini yazmaya?..

En önemlisi de Simon Snow sevdasını geride bırakma pahasına yola devam etmeyi istemekte midir?


"Son derece keyifli, sevgi dolu bir gençlik masalı; başarı kaderinde var."

-New York Journal of Books-


"Kesinlikle büyüleyici." 

-Kirkus Reviews-


"Rowell, son derece popülerleşmiş hayran kurgusu evrenini ve on sekiz yaşındaki bir kızın aklından geçenleri başarıyla aktarıyor."

-Entertainment Weekly-


"Eğlenceli ve duygusal bir on sekiz yaş hikâyesi, aynı zamanda da genç bir yazarın kendi sesini arayışı... Dokunaklı ve son derece gerçekçi." 

-Publishers Weekly-


"Bu kitapta büyü yalnızca değneklerle yapılmıyor; Rowell'ın karmaşık, canlı, sorunlu ve mükemmel ilişkiler kaleme alma konusundaki inanılmaz yeteneği sayesinde yazı, büyüye dönüşüyor." 

-Booklist-


"Etkileyici bir on sekiz yaş romanı... Gerçekçi bir yaklaşımla ele alınmış karmaşık konularla dolu; zahmetsiz ve kusursuz anlatım da bu temaları ustaca birbirine bağlamış." 

-School Library Journal-


*

 

İtiraf ediyorum! Kitabı kapağına göre aldım ve arkasınıda okumadım. Genelde kitapçılara her girdiğimde 35₺ olan kitabı almak istiyordum ama alamıyordum çünkü mantığım sürekli 'bu kitabı vereceğim paraya iki kitap alırım' diyordu. Bu böyle beş altı ay devam etti. Kitabı alacağım kesindi ama ne zaman alacağım muamma. Daha sonra BKM internet sitesinde indirime girmişti, bende durur muyum hemen sepete ekledim. Daha sonra aynı şekilde Silber 3'ü de görünce onuda sepete ekledim ve bir taşta iki kitap eheuehehe 😌😏

Aslında kitabın konusuyla ilgili kulağıma yorumlar geliyordu yani azda olsa bir fikrim vardı. Tabii bu fikrimin kitabı okudukça yanlış olduğunu fark ettim. Mesela ben Cath'in yazdığı kitap karakteri gibi birisini bulup ona aşık olacağını zannediyordum ama olaylar tamamen bambaşkaydı. Yazdığı karakter zaten eşcinsel yani Cath k*çını yırtsada bakmazsı mesela.

Hiç tahmin edemeyeceğim bir konusu vardı. Kitabın ilk on sayfasını okuduktan sonra hemen internette yorumlara ve puanlara baktım. Gerçekten herkes çok beğenmiş. Yıldızlar havada uçuyor. Benim için aynı şey olmadı. Bana göre kitap biraz monoton ilerledi. O yüzden pek beğenemedim ya da Winter'ı bitirdikten sonra okuduğum için mi bilmiyorum. Beklentimi karşılayamadı. Birazcık attan inip eşeğe binmek gibi oldu ama kitap kesinlikle güzel yazılmıştı. Özellikle kızın Fanfiction yazmasına ba-yıl-dım!!
Çünkü benimde bir zamanlar yazmışlığım var🙃


Cath'in yazdığı Fanfiction'ı düşünürken aklıma sürekli Harry Potter geldi. Baz ve Snow'u Allah affetsin 
-Rowling'de öyle- Harry ve Draco'ya benzettim hatta öyle hayal ettim.


 


Cath'ın hayatı düzeleceğine kitabın ortalarında iyice kötüleşiyordu. Bir ara acaba Rainbow, Kırgın Çiçekleri mi izliyor diye düşünmeden edemedim. Çünkü hastaneden çıkamıyorlardı önce babası sonra ikizi. 
(İkiz demişken BEYONCE'NİN İKİZLERİ OLUYOR!😱)



 
İnişli çıkışlı bir kitaptı. Olsa da olur olmasa da. Haa illa alacağım diyorsanız alın güzel bir kitap. Ama bir 5'lik değil benim için☺️
Bu ara Instagram'dan ve Tumblr'dan takip ederseniz çokkk mutlu olurum😌


 

 

Ad: Scarlet
Yazar: Marissa Meyer
Çeviri: Deniz ARI
Sayfa Sayısı: 486
Yayınevi: Artemis
Basım Yılı: 4.Basım: Kasım 2016
Puan: 5/5


•


Dünya Yok Olma Tehlikesiyle Karşı Karşıyayken, Külkedisi İle Kırmızı Başlıklı Kız'ın Yolları Kesişecek...

Mekanik ustası sayborg Cinder hapishaneden kaçma planları yapıyor ancak bunu başarabilse bile dış dünyanın tehlikelerine karşı kendini nasıl koruyacak? 

Dünya'nın diğer ucunda, Scarlet Benoit'nın büyükannesi günlerdir kayıp. Scarlet büyükannesini bulmasına yardımcı olabilecek bir sokak savaşçısı olan Wolf'la tanıştığında, başta bu yabancıya güvenmekte tereddüt ediyor. Ne de olsa sokaklar 'kurt'larla dolu! Yolları kesişen Scarlet, Wolf ve Cinder birlikte esrarengiz bir maceraya atılırken onları bekleyen yeni bir gizemden habersizler. Şimdi üç masal kahramanı da Ay Ülkesi kraliçesinin hep bir adım önünde olmak zorunda. Çünkü kötü kalpli kraliçe, yakışıklı prensi kendi kralı ve esiri yapmak için elinden geleni ardına koymayacak. 

Cinder Hakkında:

"Sayborglar arasında bir beyaz atlı prens."
- The Wall Street Journal-

Marissa Meyer, Washington'ın Tacoma kasabasında doğup büyüdü. Henüz küçük bir çocukken kitaplara âşık olan Marissa, ergenlik yıllarından beri gençlik edebiyatı üzerine çalışıyor. Peri masallarına da büyük bir sevgi besleyen Marissa, gençlik günlerinden beri bu masalları yeniden kurguluyor ve bu tutkusundan da vazgeçecek gibi görünmüyor.
*




MERHABAAAA ☺️
Ay Günlükleri serisinin ikinci kitabıyla karşınızdayım. Bu seri kesinlikle en beğendiğim seri olma yolunda ilerliyor. Akıcı yazımı ve olaylarıyla, elinizden bırakmak istemeyeceğiniz türde kitapları var.

İkinci kitap yeni karakterler, yeni olaylar ve tabii yeni aşklarda heyecanı ikiye katlıyor. Ama itiraf etmeliyim ki ben Cinder&Kai bölümlerini daha çok seviyorum. Belki ilk kitapta onlara daha çok ısındığım içindir. 

Eğer kitabı özetleyecek olursam. Aklınızda bir fikir oluşması için çok yüzeysel bir şekilde anlatacağım. Başlangıç Scarlet ve Wolf'un karşılaşmasıyla başlıyor. Wolf kesinlikle bir 'bad boy' 🙃 Wolf karakterini tanımaya başladığımda aklıma sürekli Yabancı Yayınları, Tatlı Bela kitabında ki Travis Maddox geldi. 
(Yazının rengini değiştireyim derken yazım şeklini unuttum)
Tatlı Bela kitabınada bakmanızı tavsiye ederim.(buldum sonunda)

Daha sonra Cinder, Dr.Erland'ın ve tabii ki gönlümüzün efendisi Thorne'un yardımıyla. Kendisi adının geçtiği ilk saniyeden itibaren favori karakterim oldu büyük ihtimalle sizde seveceksiniz hatta hayran bile olabilirsiniz. Kaptan Thorne'u Jack Sparrow'a benzeten tek kişi ben değilimdir diye düşünüyorum.


 

 Cinder'ın hapishaneden kaçmasıyla olaylar patlak veriyor. İlk kitabın sonunda öğrendiğimiz gibi Cinder, Prenses Selene ve artık bir amacı var. 

 


Scarlet kitabında artık Levana'nın amacını ve nasıl birisi olduğunu daha net anlayacaksınız. Üzgünüm ki Kai bu kitaptada Levana'nın gazabından kurtulamayacak. Çok üzülüyorum Kai'ye sürekli arada kalıyor.


Cinder gibi akıcı bir kitaptı özellikle yeni karakterler kitabı başka bir boyuta taşıdı. Herkesin kitaplığında bulunması gereken bir seri olduğunu düşünüyorum. 




Yorumumu okuduğunuz için teşekkürler 😚

 
 
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

💗

Sek insan. Bence ruhsal bunalımlardayım ama çabuk geçer diye düşünüyorum. Bomboş geçen günlerimi değerlendiriyorum. Küfür ediyorum. Komikse gülerim değilse de gülerim. 21

En Sevdikleriniz

  • En İyi Yaoi Önerileri (+18)
  • The Devil Wears Prada (Film Yorumu)
  • Yeni Kişisel Blogum
  • Webtoon-Manhwa Önerileri #2 (En Sevdiklerim)
  • Webtoon-Manhwa Önerileri (En Sevdiklerim)
  • Manifest Kodu (Sayı Sekansları) Nedir? Nasıl Yapılır?
  • Girl From Nowhere - Nanno (Tayland Dizisi Konu + Yorum)
  • Mr. Queen (Dizi Yorumu)
  • Tam Kapanmanın Son Haftası İçin Dizi Planlaması
  • Cruella (Film Yorumu)

Takipçiler :)

Gözlüklü Neler Yapıyor?

Gözlüklü Neler Yapıyor?
İZLİYORUM: Sex And The City, Modern Family

OKUYORUM: Dorian Gray'in Portresi

PasifMelankoli'nin Dolunay Ritüeli Nasıl Yapılır?

Bir Şans Ver



Blogger tarafından desteklenmektedir

Zaman Makinesi

2022 Yazılarım

2021 Yazılarım

2020 Yazılarım

2017 Yazılarım

2016 Yazılarım

2015 Yazılarım

It makes me want to cry, the shining moonlight.

Though my soul may set in darkness, it will rise in perfect light. I have loved the stars too fondly to be fearful of the night.

Distributed By Gooyaabi | Designed by OddThemes