Gözlüklü Kitap
  • 💗
  • Ana Sayfa
  • Ben?
  • 💗

Konu: New York moda dünyasının göz alıcı karmaşasında , 34 bedenli muhteşem kadınlar içindeyken saçınızın kötü olduğu bir gün iş hayatınızın sonu olabilir. İşte Runway Dergisi bu inanılmaz cehennemin tam ortasıdır. Miranda Priestly (Meryl Streep) ise moda dünyasının en güçlü kadını Runway'in korku salan kraliçesi kendisine bir asistan alacaktır. Milyonlarca kızın hayatını verebileceği bir iş ise sıradan bir New York'lu olan Andy Sachs (Anne Hathaway) için göz kırpmaktadır. Yapacağı iş kesinlikle kendisine saygısı olmayan insanların yapabileceği türden, yaşamı bırakıp çalışmaya dayalı bir tür Miranda köleliğidir.

⚜

Şeytan Marka Giyer

2006

109 Dakika

Komedi/Dram

⚜


Kişisel Düşüncem

Herkese merhaba :) Aslında 'Sex And The City' maratonuna bir şekilde girişmiş bulunuyorum ama o kadar uzun sürüyor ki başka hiçbir dizi-film izleyemiyorum. Vay bee! Ne dertlerim varmış(!) Dert dediğin böyle olsun aq. Neyse, şu an ben bu yazıyı yazarken saat gece bir ve iki saat sonra Kadınlar Olimpiyat Voleybol maçımız başlayacak. Güney Kore-Türkiye. Hemen tahminimi yazayım bence, 3-1 alırız (inş) Sabaha kadar uyanık durup maçı izleyeceğim, şimdiden bana kolay gelsin, tşk. (Gelecekten geliyorum 3-2 yenilmişiz, uzun bir süre ne k-drama izleyeceğim ne de k-pop dinleyeceğim, tşk)

⚜

Filme gelecek olursak hayatımda bu kadar kuğul isimli bir film görmedim ama yazar sanki ismi bulmuş sonra da 'ulan bu ismi harcamayayım aq bir kitap yazayım' demiş gibi. Her şey ismi bulduktan sonra başlamış. Yazar dedim, doğru dedim çünkü filmin kitabı var. Lauren Weisberger kitabın ve doğal olarak filmin yazarı. Kitap ve film Lauren'ın otobiyografisinden oluşmakta. Kadın, Vogue baş editörü Anna Wintour'a yaptığı asistanlık deneyimini romanlaştırıyor. Anna'nın resmini koyacağım ve aranızda tanımayan varsa da aslında tanıdığını hemen fark edecek. Kendisini bireysel olarak tanımayabilirsiniz ama onu moda haftalarında podyumları izlerken %100 görmüşsünüzdür. Halihazırda hala Vogue'un baş editörü, 71 yaşında...

(sj bir resim kullanma isteğimi bastıramadım)

 Heh bu teyzemiz işte! Kitap+film hepsi bu teyzemizin zor ve başarılı kişiliğinin arka planını gösteriyor. Ne başarıdır ki 71 yaşında hala modanın en ünlü zekalarında birisi. Zaten filmi izlediğinizde de tam olarak nedenini anlayacaksınız. Acımasızlık desen onda, gam yemezlik onda, aşağılama desen alası onda kısacası şeytan işte ve marka giyiyor. 
Yaneyy, nasıl desem çok beğenemedim. Kesinlikle Cruella tarzı bir şey bekliyordum ama bence çok sönük kaldı. Beklediğim gibi olmadı. Tamam, filmin bir mesajı var ama sadece mesajı var. Biraz daha havalı ve şeytanca olabilirdi. Eğer yazar olmasaydı filmde -karakter olarak- on numara bir film olabilirdi. Miranda Priestly'in filmi tek başına sırtlandığı bariz ortada, diğer karakterler kişilik olarak vasat altı. Tabii bu bize gerçekte Anna Wintour'un ne kadar havalı bir insan olduğunu gösteriyor...



Meryl Streep, Anna'yı o kadar güzel oynamış ki hayran kalmamak elde değil zaten kendisi bu rol için en iyi aktrist dalında Oscar'a aday gösterildi. Tarih 2007 tabii ki.

Anne Hathaway'a gelecek olursak hepimizin bildiği ilk uzun metrajlı filmi (2001-2004) Acemi Prenses'ten sonra, yaptığı ilk yetişkin filmi Şeytan Marka Giyer ve bu film sayesinde büyük bir ün yakaladı. Filme karakter olarak da cuk diye oturmuş kendisi. Hem bu kadar paspal hem de bu kadar elegant olmayı ancak bu kadın başarırdı zaten. İnanılmaz zarif ve doğal güzel bir kadın, özellikle Channel giymişken.




Sex And The City'i izlerken fark ettim ki moda olarak 90'lar ve 2000'lerin başlarına tapıyorum. Bu filmde kullanılan kıyafetler de harika ama 90'ların eline kimse su dökemez, gerçekten moda konusunda inanılmaz iyiler. Tek kelimeyle harika! Bu konuya Sex And The City'i yorumladığımda daha çok değineceğim çünkü birisinin değinmesi lazım! Ayakkabıları görmeniz lazım, feminen tarzları, özellikle elbiseleri...
İzlemekte geri kalmışım. Bundan sonra doğumumdan önce çıkmış dizi ve filmlere öncelik vereceğim, çok şey kaçırmışım. Acaba 90'larda yaşamış olsaydım neler yapardım? Düşünmeden edemiyorum. Dertsiz tasasız en güzel yıllar bence. Her şey yeni yeni çıkıyor, bir anda ev telefonundan cep telefonlarına geçiyorlar, tuhaf bence...




The Devil Wears Prada, 2000'lerin klasik filmlerinden izlemezseniz çok şey kaybetmezsiniz ama bir bakın derim. Benim için Çerez Film kategorisine giriyor, yemek yerken izleyebilirsiniz. Fazla büyük bir beklentiye girmeyin, sadece izleyip eğlenin. Andy'nin inanılmaz vasat hayatına renk, heyecan ve modanın girmesini büyük bir keyifle izledim ama vasatı vasatın içinden çıkaramazsın. Vasat her yerde vasattır. !Spoi! Eğer işe devam etseydi geleceğin Miranda'sı olabilirdi, olmadı. Neyse...
Ben olsam Miranda'yı bile saf dışı ederdim aq.



♡

˗ˏˋYazımı okuduğunuz için teşekkür ederimˎˊ˗
﹀﹀﹀﹀﹀﹀﹀﹀﹀﹀﹀﹀﹀﹀﹀﹀

                                      :   .

                                     *   ˚ ✵      

                                          .· * • ˚            

                                           ✶   : · •

                                    .· *

                                          ✵ ˚ : ·  

                               * ˚ ✶

                                              ✬       .   · *

                                                          ˚ .Filmler, Film Önerileri, Disney, Film Yorumu, Komedi Filmi


Şimdiden uyarıyorum sonra 'uyarmadı' falan demeyin. 'Edebim bozulur, ben sütten çıkmış ak kaşığım' diyen ahlak bekçilerini ilgilendiren hiçbir yazı yok burada, siz bi sg.
Geri kalanı için altın değerinde bir liste, valla en güzellerini -bence- seçtim koydum. İnce eledim sık dokudum eheuehe. Okurken 'vay vayyy' diyeceğiniz en iyi yaoiler burada. Neyse, site önerisi isterseniz ben 'jiangzaitoon' buradan okuyorum. Yazıya tıklayın açılır. Şimdiden keyifli okumalar🔥🚒
(Şimdi fark ettim de bayram günü yayınlıyormuşum, neyse bayramınız mübarek olsun)


Painter of the Night



Konusu: Na-gyeom, erkeklerin erotik görüntülerini resmeden olağanüstü bir yeteneğe sahip genç bir ressamdır. Takma ismiyle birkaç koleksiyon yayımlar fakat sonra resmi bırakmaya kadar verir. Genç bir soylu olan Seung-ho, Na-gyeom'un hayatına girer. Doyumsuz şehvetiyle ünlü bir tahrikçi olan Seungho, Na-gyeom'u özel ressamı olmaya zorlar. Na-gyeom'u bekleyen geceler hayal edebildiğinin de ötesindedir.



Under The Green Light




Konusu: "...Sizi kazımak istiyorum. Asla değişmeyen bir formda..." Herkesten elini ayağını çekmiş bir şekilde yüksek binalarla dolu bir şehirde yaşayan heykelcilik öğrencisi, Matthew Rayner. Tesadüfen karşılaştığı Jin'in kaderini hisseder ve kendisinin modeli olması için bir teklifte bulunur. Fakat onun amacından farklı olarak ikisi arasındaki ilişki gittikçe daha da çarpık hale gelir... Kirli para ve ihanetle lekelenmiş acımasız bir dünyada sinirlerini kıran acıyı yutarak yaşayan Shinhaepa yöneticisi, Jin Cheongwoo. Ona kendiliğinden yaklaşan Matthew, hayatına bambaşka bir zevk daha katar... "Fakat şartlarım var. İlki, sözlerime kesin olarak itaat etmelisin." Dünya ile kendi arasına duvar ören adam ile dünyayı gülünç bulan adam. Farklı arzularını gizleyen iki adamın hikayesi başlıyor.


Dangerous Convenience Store


Konusu: Gangsterlerin uğrak yeri olan bir markette çalışan Yeo Eui-jun, orada çalışmanın tehlikeli olduğu gerekçesiyle işten ayrılmak istese de çalıştığı yerin saatlik ücreti diğer marketlere kıyasla 1.2 katı kadardır! Alacağı tek kuruşa bile ihtiyacı olan Eui-jun, tehditleri olabildiğince göz ardı edip çalışmaya devam etmek zorunda kalır. Günlerden bir gün, diğer gangsterlerden daha çok bir gangster gibi görünen Bum Geon Woo ortaya çıkar. Onun ortaya çıkması diğer gangsterleri susturmaya yetiyordur... Peki Eui-jun bu markette kazasız belasız çalışmaya devam edebilecek mi?


Siren’s Song


Konusu: Karlı bir akşam terasta Luan, Yul'un şarkı söylediğini duyar ve sesiyle hemen büyülenir. Luan kendi dürüst tepkisine şaşırırken, Yul ise başka bir insan tarafından duyulduğu gerçeğine şaşırır. Peki Luan, Yul'u kendisi için isterken ne kadar ileri gidecek?


Even If You Don’t Love Me


Konusu:  Yoksulluğa hapsolmuş bir öğrenci olan Min Ji Wook, zengin ve varlıklı ailelerin çocukları için en iyi lise olan Daehan Lisesi'ne kabul edilmeyi başarır. Ana hedefi liseyi en iyi dereceyle bitirip en iyi üniversitelerden birine girerek yoksulluktan kurtulmaktır. Bunu başarmak için çalışmalarına odaklanmaya karar verir ancak bu kolay bir yol değildir. Kore'nin en büyük şirketler topluluğu JS Group'un en küçük oğlu Joo Seung Eon, Ji Wook'un gururunu her fırsatta zedeler. Ilkang Group'un en büyük oğlu Kwon Hyung Seo, Ji Wook'a nazik bir tavırla yaklaşıyor ancak bu davranışlarının arkasında belirsiz bir gizem saklı. da ona olan ilgisini gösterince kaosa sürüklenen Ji Wook, istediği hayatı yaşayabilecek mi?


En iyi yaoi önerileri , +18, Manhwa önerileri, en çok okunan yaoi, en beğenilen yaoiler, en iyi manhwa önerileri, webtoon, 

 



Herkese selam :)
'Gözlüklü'den Seçmeler (Yersen)' başlığı altında yazdığım yazıları özelleştirmek istediğim içim yeni bir blog açtım. Artık sadece dizi-film-webtoon vb. yorum yazılarından çok, kendi ruh halimle ilgili yazılar yazma isteğim yüzünden yeni bir bloga ihtiyaç duyduğumu fark ettim ve 'The Shining Moonligt'
blogunu dün aktif hale getirdim. Göz atmak isterseniz diye link bırakıyorum. (Not:  Bu blogu bırakmıyorum.)

☾ THE SHINING MOONLİGHT ☽


Eleştiri, Gözlüklü Yazıyor, Gözlüklü'den Seçmeler.

 

Konusu: İnsan olmak için insan enerjisi toplayan 999 yaşındaki Shin aslında dokuz kuyruklu bir tilkidir. Bir kaza sonucu karşısına çıkan Lee ile ev arkadaşı olmak zorunda kalır.

❦

Bölüm Sayısı: 16
Tür: Fantastik, Romantik
Kanal: tvN
Oyuncular: Jang Ki-Yong, Hyeri
Imdb: -

❦


KİŞİSEL DÜŞÜNCEM

Artık eski hızıma geri dönüyorum ve okul başlayana kadar dizi-film izlemeye start verdim. Umarım sözümde dururum. Bu arada protez tırnaklarla klavyede yazmak aşırııı zor, resmen yazamıyorum. Önceden 10 saniyede yazdıklarımı şimdi 30 saniyede yazıyorum, çok üşendirici. (Allah başka dert vermesin.)
❦
MRIAG, yayınlandığı günden itibaren takip ederek izlediğim ilk kdrama olabilir. Normalde dizilerin ilk üç bölümünü izlerim sararsa final bölümü yayınlandıktan sonra izlemeye başlarım ama bu sefer hafta hafta takip ettim. Şimdi yanlış da anlaşılmasın, hafta hafta takip edilecek bir dizi değildi. Ben, haftanın her günü sıkıntıdan ölürken 'koreantürk'e girip çıkmaktan farkında olmadan izlemişim bütün bölümleri. (Cidden farkında değildim ama) Farkında olmadan izledim dememe de bakmayın, kötü bir dizi değil sadece normal. Normal bir dizi. Olsa da olur olmasa da. Sıkıcı günlere iyi gider. 



Peki madem bu kadar normaldi niye izlemeye devam ettim? Tek sebebi sıkıntıdan ölmem olamaz. Beni bilenler çoktan tahmin etmiştir bile, tabii ki başrol erkek karakter! ♡ Jang Ki-yong ♡ Gerek boyu olsun, gerek yüzü, vücudu, oynayışı, saçları, mimikleri, boyu, karakterin cuk diye oturması olsun bir ton çekici şey var adamda, haksız mıyım? Şeyden bahsetmiş miydim... boyundan. (1,88)



Peki, adam bu kadar iyiyken diziyi normalleştiren ne? Kız. Ben böyle vasat bir oyunculuk görmedim -aslında gördüm, Çin dizilerinde- 27 yaşında insansın aq bebek bebek oyunculuk. 4 yaşındaki kuzenim bile daha olgun oynar...
Tamam belki senaryoyla ilgisi olabilir ama bu kadar da olamaz. Çığlıkları ayrı kafa s*kti, her şaşırdığında ağzını sürekli açması ayrı göz s*kti. Beğenmedim. Bok gibi oyunculuktu, adamı da aşağıya çekti. Vasat oyunculukta Cha Eun-woo'nun oyunculuğu bir, bu kızın iki. 
Neyse, aranızda Jang Ki Yong'u tanımayan ve oyunculuğunu pek bilmeyen varsa 'Come And Hug Me' ve 'Kill It' dizilerini şiddetle tavsiye ediyorum. Bakmayı unutmayın...




Dizinin sonuyla ilgili hiçbir şey söylemeyeceğim, izleyin ve görün eheueh. (piçliq)

Şimdiden uyarayım, ilk bölümlerde tarihi olayları anlamak için kendinizi kasmayın, zaten zamanla kafa karışıklığınız geçecek ve her şey sırayla anlaşılır hale gelecek. Sadece sabırla izleyin.



Bu diziyi listenizin ortalarına ekleyebilirsiniz.
Şimdiden iyi seyirler...

♡

˗ˏˋYazımı okuduğunuz için teşekkür ederimˎˊ˗
﹀﹀﹀﹀﹀﹀﹀﹀﹀﹀﹀﹀﹀﹀﹀﹀

                                      :   .

                                     *   ˚ ✵      

                                          .· * • ˚            

                                           ✶   : · •

                                    .· *

                                          ✵ ˚ : ·  

                               * ˚ ✶

                                              ✬       .   · *

                                                          ˚ . Kore Dizileri, Diziler, Dizi Önerileri, En İyi Asya Dizileri, En İyi Kore Dizileri, Tüm Zamanların En İyi Kore Dizileri, Kore Dizi Önerileri, K-drama,


Ne yazacağım?

Gerçekten ne yazacağımı bilmiyorum. Bir şeyler oldu ama nasıl yazacağım? :D


Büyük olaydan bahsetmeden önce, okul hayatımı kısaca özetleyeyim. Şükür, bir şekilde 15 aldığım dersten geçtim... Kendime büyük tebrik!

Neredeyse bir aya yakın süredir ne bloga giriyorum ne de yazı yazıyorum. Sanmayın ki çok önemli işler yaptığım için girmiyorum ya da yazmıyorum, sadece bomboş oturuyorum. Cidden dizi, film hiçbirini izlemiyorum, kitap falanda okumuyorum zaten kitaba verecek paramda yok. Kıyafet mi, kitap mı ikileminde kaldığım her süre için paramı kıyafete bastım. Malum eylülde okullar açılacak dolabı yeniden düzmekte fayda var. 


'Bu yaz farklı olsun' dedikten bir ay sonra bu yaz, cidden farklı oldu... Hayatımda ilk defa ailem olmadan arkadaşlarımla tatile çıktım. Mutluluğumu tahmin bile edemezsiniz -belki edebilirsiniz- hayatımda daha önce hiç bu kadar özgür hissettiğimi hatırlamıyorum. Kararlarıma karışacak ya da eve geliş saatime karışacak insanların olmadığı çok havalı 3 gün geçirdim. Neler yaptığımı tahmin bile edemezsiniz. İlerde, bundan 5-10 yıl sonra bu yazıyı gördüğümde büyük ihtimalle çok duygulanırım çünkü kendi gölümden çıkıp başka bir denizi gördüğüm ilk andı. Umarım okyanusta da yüzebilirim...


" Önümde ağır bir kapı
Ardında okyanus var
Ben zaten suda doğmuşum
Kapıyı açmam gerek... "



Daha önce hiç tanışmadığım kişilikteki insanlarla tanışıp muhabbet edip oyunlar oynadım (her ne kadar bok gibi olsa da) ve bunları yaparken daha önce hiç tatmadığım bir heyecan tattım. Büyük bir bilinmezliğin heyecanı. Bazen de 'şu an ben ne yapıyorum' heyecanı. Ama çoğu zaman meraklı bir heyecandı benimkisi.



Öğrendim ki aklım başımda değilmiş. Her şeyin benim bildiklerim kadar olduğunu zannederdim ama daha fazlası olduğuna şahit oldum. Geri kaldığımı fark ettim. Bunun iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi olduğuna daha hala karar vermiş değilim ama galiba akışına bırakmayı tercih edeceğim. Doğru zaman benim için ne zamansa o zamanı, şu zamandan daha çok  tercih ederim. Bekleyeceğim. Umarım zamanın benim için güzel planları vardır...

Üç günlük tatilden bu kadar çok çıkarım yapabileceğimi ben bile tahmin etmezdim ama içimde hala büyük bir heyecan ve merak var. Okyanusu görmek istiyorum...



♡

Eleştiri, Gözlüklü Yazıyor, Gözlüklü'den Seçmeler.



Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa

💗

Sek insan. Bence ruhsal bunalımlardayım ama çabuk geçer diye düşünüyorum. Bomboş geçen günlerimi değerlendiriyorum. Küfür ediyorum. Komikse gülerim değilse de gülerim. 21

En Sevdikleriniz

  • En İyi Yaoi Önerileri (+18)
  • The Devil Wears Prada (Film Yorumu)
  • Yeni Kişisel Blogum
  • Webtoon-Manhwa Önerileri #2 (En Sevdiklerim)
  • Webtoon-Manhwa Önerileri (En Sevdiklerim)
  • Manifest Kodu (Sayı Sekansları) Nedir? Nasıl Yapılır?
  • Mr. Queen (Dizi Yorumu)
  • Cruella (Film Yorumu)
  • Tam Kapanmanın Son Haftası İçin Dizi Planlaması
  • Girl From Nowhere - Nanno (Tayland Dizisi Konu + Yorum)

Takipçiler :)

Gözlüklü Neler Yapıyor?

Gözlüklü Neler Yapıyor?
İZLİYORUM: Sex And The City, Modern Family

OKUYORUM: Dorian Gray'in Portresi

PasifMelankoli'nin Dolunay Ritüeli Nasıl Yapılır?

Bir Şans Ver



Blogger tarafından desteklenmektedir

Zaman Makinesi

2022 Yazılarım

2021 Yazılarım

2020 Yazılarım

2017 Yazılarım

2016 Yazılarım

2015 Yazılarım

It makes me want to cry, the shining moonlight.

Though my soul may set in darkness, it will rise in perfect light. I have loved the stars too fondly to be fearful of the night.

Distributed By Gooyaabi | Designed by OddThemes