Son Söz Aşkın - Julia Quinn (Bridgerton Serisi #3) (Kitap Yorumu)

 


Kitap Adı: Son Söz Aşkın

Yazar: Julia Quinn

Seri: 3/8 (Bridgerton Serisi)

Yayınevi: Epsilon

Sayfa Sayısı: 414

Tür: Tarih, Romantik

Basım Tarihi: 2010


*


Tanıtım Bülteni

Sophie Beckett, aslında bir kontun kızı olmasına rağmen ne Leydi Bridgerton’un meşhur maskeli balosuna gideceğinin ne de Beyaz Atlı Prensi’nin onu orada beklediğinin hayalini kurmaya cesaret edebilir çünkü kibirli üvey annesi tarafından köşkün hizmetçisi olarak kullanılmaktadır. Ama daha sonra, gizlice içeri girmeyi başardığı baloda çekici ve yakışıklı Benedict Bridgerton’un güçlü kollarının arasında dans ederken kendini kraliyet ailesinden birisi gibi hisseder. Yalnız ortada bir sorun vardır, saat geceyarısını gösterdiğinde bu sihrin sona ermesi gerekmektedir.

Kimdi bu olağanüstü kadın? O büyülü geceden sonra, gümüş elbiseli kadının güzelliğiyle adeta kör olmuş Benedict’in gözü başkasını görmez, ta ki kendini, ona garip bir şekilde tanıdık gelen hizmetçi kıyafeti giymiş o alımlı kadını içine girdiği tatsız durumdan kurtarmak zorunda hissedene kadar... Gizemli aşkını bulup onunla evlenmeye yemin etmiş olan Benedict, hayatına giren bu hizmetçinin nefes kesici güzelliğine yenik düşer ve onunla birlikte olmak için, içinde inanılmaz bir istek duyar. Peki kalbini bu hizmetçi kadına sunmayı düşünen Benedict, bir peri masalını andıran ilk aşkını feda etmeyi göze alabilecek midir?

 


YORUMUM


Serinin diğer kitaplarının konusuna göre, Son Söz Aşkın kitabı bana konu olarak daha fazla sürükleyici geldi çünkü bu kitapta diğer kitaplarda olduğu gibi koca aramak için harıl harıl balolara giden bir soylu kızı yoktu. Aksine zor bir hayatı olan Sophie vardı. Sophie, kontun kızı olmasına rağmen üvey annesi tarafından bir hizmetçi gibi kullanılıyordu. Külkedisi masalının Julia Quinn versiyonu da diyebiliriz bu kitap için. 


Fakir bir hizmetçi kızla, zengin ve yakışıklı bir adamın, başlarda imkansız gibi gözüken aşkını okuyacaksınız bu kitapta. Her ne kadar Benedict'in boyuna ve yakışıklılığına düşsem de bu, kendisinin bir korkak ve şerefsiz olduğu gerçeğinin değiştirmiyor. Şerefsiz Benedict, Sophie'ye resmen 'olmadı kumam olursun' diyen bir insan -tabii bunun 1800'ler versiyonunu- iken ona nasıl Şerefsiz Benedict demem.

Benedict sırf Londra aleminde 'fakir bir hizmetçiyle evlenmiş mala bak' damgası yememek için Sophie ile evlenmek istemedi. Bir de utanmadan kıza salak salak tekliflerde bulundu. Adını Feriha Koydum, Emir bile daha insandır. (Ben, Çağlar Ertuğrulcuyum ama Çağatay'da iyidir yani) Neyse işte, Benedict mal anlayacağınız. 2. kitapta da en çok kadın karakteri övmüştüm, bu kitapta da öveceğim. Sophie, bütün zorluklara rağmen kendine çok iyi bakabilen bir karakter. Kendisine bir böcekmiş gibi davranılmasına rağmen, ses etmeyen yaşadığı bütün haksızlıklarla baş etmeye çalışan bir kız. Biraz saftı ama... Biraz değil bayağı👍 Mesela kimse bana kendi babamın evinde hizmetçilik yaptıramaz aq! Azcık ağzını açıp iki kelime etseydin ya da içindeki Hürrem'i çıkarsaydın salak gibi yıllarca hizmetçilik yapmazdın, elin karısı ve onun kızlarına. Neyse ana kadın karakter işte, saf ve salak arası ince bir çizgide sallana sallana yürüyor -_- Ama güçlü bir saf-salak. 


En baştan değineyim kitaba. Sophie, yine babasının evinde haMallık yaparken diğer hizmetçiler bunu akşamki baloya üvey anne ve kızlarından gizli hazırlıyorlar. Aynı, Külkedisi gibi de 12'den önce eve gel diyorlar. Kız da giyiyor cicilerini atlıyor arabaya -balkabağı değil- hoop balo. Sonra içeri girdiği an tahmin edersiniz ki herkes kıza bakıyor. Maskeli balo olmasına rağmen millet kıza düşüyor(!?) Ee herkes düşmüşken, Benedict'in düşmeme ihtimali var mı? Yok yaneğ (yani). Sonra olaylar başlıyor...  Yolları sürekli kesişen çiftimiz en sonunda birbirlerine dayanamayıp öpüşmeler, koklaşmalar. Yok üvey anneden kaçmalar, yok Benedict'e kont kızı olduğunu anlatmamalar, Sophie güya kendimi koruyup kolluyorum ayağına kitaba içinden çıkılamaz olaylar kattı. Halbuki en başta dese 'ben kont kızıyım' her şey böyle mi olurdu? Sonlara doğru zaten biraz sıkıldım. Kitaba heyecan katsın diye olayın akışına uygun olmayan sahneler vardı onun dışında Benedict'e rağmen kitap güzeldi.

Kitabın en çok neresini beğendin, diye bir soru soracak olursanız. En çok Sophie'nin, Benedict'i sevişini beğendim. Benedict'in aksine, Sophie'nin daha çok ve güzel sevdiğini düşünüyorum. Umarım birileri de bizi böyle sever 😂 

4. kitabın yorumunda görüşürüz👋





ALINTILAR


*

"Onu seviyordu. Birden dünya çok daha güzel bir yer haline gelmişti. Onu seviyordu ve önemli olan tek şey buydu."

*

“En çok hatırlanan şeyler, unutulan şeylerdir."

*

"Gözlerinin derinliklerinde hiç kaybolmayan bir hüzün var."



*

Yazımı okuduğunuz için teşekkür ederim.



Kitaplar

0 Düşüncelerinİz

Düşüncelerini merak ediyorum :)